Basın Yayın ve Halkla İlişkiler
T.C. KIRKLARELİ ÜNİVERSİTESİ
Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Birimi
28/12/2018 12:36:06 - 28/12/2018 12:40:54 - 16548 Okunma

Üniversitemiz Kadın Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından 27 Aralık 2018 Perşembe günü II. Merkezi Derslikler Binası 15 Temmuz Şehitler ve Gaziler Hasan Zan Konferans Salonunda “Türk Hukukunda Kadına Şiddet: Vaka Analizleri” konulu panel düzenlendi.

Moderatörlüğünü Hukuk Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Özge Tuçe GÖKALP’in yaptığı panele Kırklareli Cumhuriyet Başsavcısı Gökhan KAPAĞAN, Kırklareli  Cumhuriyet Savcısı Dilek ERMİŞLER KUŞ ve Kırklareli Adliyesi Hâkimi Özlem CURİK konuşmacı olarak; Rektörümüz Prof. Dr. Bülent ŞENGÖRÜR ve eşi Ferah ŞENGÖRÜR Hanımefendi, Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Neziha MUSAOĞLU, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Mehmet KARAMAN, İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürü Serpil ÜNSAL, Üniversitemiz Kadın Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkez Müdürü Dr. Öğr. Üyesi İlknur KARAASLAN, Kamu Kurumlarının Temsilcileri, akademik ve idari personel ile çok sayıda öğrenci katıldı.

Panelin açılış konuşmasını gerçekleştiren Üniversitemiz Kadın Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkez Müdürü Dr. Öğr. Üyesi İlknur KARAASLAN, tarihsel süreç içerisinde Türk toplumunda ve devletlerinde kadının yeri ve önemine vurgu yaptı.

“Şiddet bir döngü halindedir.”

Panelde konuşan Kırklareli Cumhuriyet Başsavcısı Gökhan KAPAĞAN, özellikle son dönemlerde kadına şiddetin arttığına ve medyada geniş yer aldığına dikkat çekti. KAPAĞAN, konuşmasında şiddet ve şiddet türleri, şiddetten korunma yolları, şiddet mağdurlarının başvurabileceği merciler ile kadına şiddet konusundaki ulusal ve uluslararası düzenlemelerden bahsetti.

Adalet Bakanlığı’nın kadına yönelik şiddet olayların karşı çalışmalarının olduğunu ifade eden KAPAĞAN, sözlerine şöyle devam etti: “Şiddet, bireyin fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik yönden zarar görmesiyle ya da acı çekmesiyle sonuçlanan veya sonuçlanması muhtemel hareketleri, buna yönelik tehdit ve baskıyı ya da özgürlüğün keyfi engellenmesini de içeren, fiziksel, cinsel, psikolojik, sözlü veya ekonomik her türlü tutum ve davranıştır. Şiddet, özel veya kamusal alanda (evde, aile bireyleri arasında, sokakta, iş yerinde...) meydana gelebilir. En sık karşılaştığımız şiddet türü ise bireysel şiddettir. Bireysel şiddet; tokat atmak, bireyi itelemek, herhangi bir şey fırlatmak, yumruk atmak veya bir nesne ile vurmak, silah veya benzeri nesne ile tehdit etmek, sağlık hizmetlerinden yararlanmasını engelleyebilecek ve kişinin bedenine zarar verebilecek her türlü davranıştır. Bireysel şiddetin yanı sıra sözel, duygusal ve psikolojik şiddette mevcuttur. Bireyler bu şiddet türleri ile birlikte ekonomik veya cinsel herhangi bir tür şiddete maruz kaldığında ya da şiddete uğrama tehlikesinde olduğunda bulundukları yerin Jandarma ve Polis Karakollarına başvurarak şikâyette bulunabilirler. Bu durumda Polis veya Jandarma, şikâyet üzerine derhal tedbir alınması gereken kurumlarla önleyici veya koruyucu tedbir alır; kendisini aşan durumlarda ise Cumhuriyet Başsavcılığına mağduru yönlendirir. Diğer bir başvuru makamı Cumhuriyet Başsavcılığıdır. Şiddete uğrayan ya da uğrama tehlikesi altında bulunan kişiler adliye ve cumhuriyet başsavcılığına da başvurarak şikâyette bulunarak gerekli tedbirlerin alınmasını isteyebilirler. Üçüncü başvuru makamı ise Aile Mahkemesi Hâkimliğidir. Aile Mahkemesinin bulunduğu illerde şiddete uğrayan veya uğrama tehlikesi altında bulunan kişiler Aile Mahkemesine; Aile Mahkemesinin bulunmadığı illerde de Asliye Hukuk Mahkemesine başvurabilir.

Bu kapsamda 6284 sayılı ailenin korunması ve şiddetin önlenmesine dayalı kanun şiddet mağdurunu korumaya yöneliktir. 6284 sayılı kanun gereği şiddete maruz kalan veya şiddet tehlikesi altında bulunan herkes ilgili makamlara başvuru yapabilir. Başvuruyu şiddet mağdurunun bizzat kendisinin yapması gerekmez. Maruz kalan adına yakınları başvuruda bulunabilir. Unutmayalım ki şiddet bir döngü halindedir. Kadına şiddet uygulandığında şiddetin tekrarlanabileceği düşünülerek gerekli önlemlerin alınması gerekir. Bir kereye mahsus diye bir şey yoktur. Şiddet döngüsü sebebiyle şiddet uygulayanın erken şikâyet edilmesi gerekmektedir.

Kadına şiddet konusunda ulusal ve uluslararası alanda düzenlemelerimiz de mevcut. Ancak ana mevduatımız Türk Ceza Kanunudur. Türk Ceza Kanunu şiddetin kapsamını; kasten adam öldürme/yaralama, intihara yönlendirme, yardım ve bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi, kısırlaştırma, reşit olanla cinsel ilişkiye girme, cinsel taciz, cebir, kişiyi hürriyetten yoksun kılmak, konut dokunulmazlığının ihlali, iş ve çalışma hürriyetinin ihlali,  nefret ve ayrımcılık, huzur ve sükûnu bozma, fuhuş, dilendiricilik ve birden fazla evlilik, hileli evlenme, aile hukukundan kaynaklı hükümlerin ihlali, genital muayene olarak belirlemiştir. Mevduatımızda özellikle kadın ve çocuklarla ilgili konularda ağır cezalar mevcuttur.”       

Kırklareli Cumhuriyet Başsavcısı Gökhan KAPAĞAN’ın bilgilendirici konuşmasının ardından Moderatör Dr. Öğr. Üyesi Özge Tuçe GÖKALP’in yönlendirmesi ile öğrencilerden gelen sorular uygulama örnekleri ve vaka analizleri çerçevesinde Kırklareli  Cumhuriyet Savcısı Dilek ERMİŞLER KUŞ ve Kırklareli Adliyesi Hâkimi Özlem CURİK tarafından interaktif olarak yanıtlandı.

Panel, toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.

Türk Hukuku Kadına Şiddet Vaka Analizleri KLÜ

Facebook Twitter Google Plus
Türk Hukukunda Kadına Şiddet: Vaka Analizleri
Telefon Tablet Bilgisayar Bu website tüm cihazlarla uyumludur.