Basın Yayın ve Halkla İlişkiler
T.C. KIRKLARELİ ÜNİVERSİTESİ
Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Birimi
30/12/2018 20:27:11 - 31/12/2018 09:32:02 - 15868 Okunma

Üniversitemiz İlahiyat Fakültesi tarafından düzenlenen konferanslar serisinin beşincisi Marmara Üniversitesi Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet ÖZEL'in verdiği "Küresel Sistemin Bir Oyunu Olarak İslam ve Terör" konulu konferansla gerçekleştirildi.

Kırklareli İl Müftülüğü’nün de destekleriyle 28 Aralık 2018 Cuma günü Rektörlük Kültür Merkezi Üst Salonda düzenlenen konferansa Rektörümüz Prof. Dr. Bülent ŞENGÖRÜR, İl Müftüsü Hüseyin DEMİRTAŞ, İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdüsselam ARI, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı.

Konferans öncesinde Sungurbey Cami İmam Hatibi Ali AKGÜN, dinleyicilere Kur'an-ı Kerim tilaveti sundu.

Ardından konferansın açılış konuşmasını yapan İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdüsselam ARI, Batı dünyası’nın stratejik olarak geçmişten günümüze İslam ve terörü aynı kefeye koyduğuna dikkat çekerek Batı’nın islamofobi’yi gündemde tutarak dinimiz aleyhine bir algı oluşturmaya çalıştığını ifade etti.

Prof. Dr. Ahmet ÖZEL, küresel sistem ve terör kavramlarının ne anlama geldiğini katılımcılarla paylaşarak, “Geçen yüzyılda dünya iki büyük savaş gördü. Bu savaşlarda 100 milyona yakın insan öldürüldü. Birçok ülke ise yerle bir edildi. Ülkelerin savaş yoluyla istediklerini diğer ülkelere kabul ettirmelerinin maliyeti o dönemde çok büyüktü. Bu sebeple devletler kendileri açısından maliyeti daha ucuz, sonuçları daha belirli ve sınırlı birtakım araçlar kullanmaya başladılar. Terör de bunlardan biridir. Ancak dünyanın hiçbir yerinde bir terör örgütünün mücadele ettiği devleti dize getirmesi, isteklerini o devlete kabul ettirmesi bugünkü teknolojik ve askeri imkânlar çerçevesinde mümkün değildir.” dedi.

Prof. Dr. ÖZEL, siyasi tarihte terörün ilk örneklerinin yerel olduğunu Fransız Devrimi ve günümüzde Filistin’den örnekler vererek açıkladı. Bu kapsamda terörün artık küreselleştiğini vurgulayan ÖZEL, “Dünya sisteminin küreselleşmesiyle birlikte terörde küreselleşti. Sovyetler Birliği’nin yıkılmasıyla da ABD tek güç olarak kaldı. Bu noktada Batı ve NATO için yeni bir düşman tanımına ihtiyaç duyuldu. Bu dönemde İslâm ve İslâm dünyası, düşman tanımında ön plana çıkarıldı. Tek güç olarak kalan ABD’nin özellikle enerji havzaları ve enerji geçit yollarında çeşitli operasyonlarda bulunmak için bir bahaneye, uluslararası hukuk çerçevesinde bir dayanağa, bir gerekçeye ihtiyacı vardı. Bu hususta bütün Müslümanları düşman ilan etmek ve İslâm’ın kendisini bir din olarak düşman göstermek gerekçe değildi. Dolayısıyla 1990’lardan itibaren ılımlı ve radikal İslâm diye Müslümanları birbirinden ayıran bir söylem ortaya atıldı. Bu bölgelere yönelik olarak gerçekleştirilecek siyasi ve askeri operasyonlara meşruiyet kazandırmak için ise radikal Müslümanlar ve İslâm hedef seçildi. Bunların özgür Batı dünyası ve tüm dünya için tehlikeli olduğu söylendi.” diye konuştu.

“Terörün Küreselleşmesinin Bir Sebebi de Küreselleşmeyle Birlikte Devlet Dışı Birtakım Aktörlerin Ortaya Çıkmasıdır.”

“Terörün küreselleşmesinin bir sebebi de küreselleşmeyle birlikte devlet dışı birtakım aktörlerin ortaya çıkmasıdır.” diyen Prof. Dr. ÖZEL sözlerine şöyle devam etti: “Uluslararası sermaye, uluslararası şirketler, hatta uluslararası sivil örgütler devreye girdiler. Uluslararası sermaye, bütün dünyada devletleri idare eden güçlerdir. Biz sanıyoruz ki batıda demokrasi çok gelişmiştir. Seçimlerde halk, özgür bir şekilde kendilerini yönetecek insanları seçer. Bu tamamen bir aldatmadır. O ülkelerde de yönetime gelecek güçleri seçenler, o ülkenin zenginleri ve büyük şirketlerdir. Bunların orduları yoktur. Bu söz konusu olanların da dünyanın çeşitli yerlerinde siyasi ve iktisadi emelleri vardır. Bunları kabul ettirmek için terörü bir araç olarak kullanırlar.”

“Terörün Küreselleşmesi ve İslâm Dünyasının Düşman Tanımında Ön Plana Çıkmasında Kırılma Noktalarından Biri 11 Eylül’dür”

Prof. Dr. ÖZEL, terörün küreselleşmesi ve İslâm dünyasının düşman tanımında ön plana çıkmasında kırılma noktalarından birinin 11 Eylül olduğuna dikkati çekti.

Akabinde Batı’nın İslâm dünyasına yönelik sömürgecilik hareketlerini 3 merhalede değerlendiren Prof. Dr. ÖZEL, “İlki, doğrudan işgal dönemidir. Yirminci yüzyılın başlarından itibaren Batı’da birtakım fikri ve siyasi yeni söylemler ortaya çıktı. Bunlar; bütün ulusların bağımsızlığı, toprak bütünlüğü, insan hakları kavramlarıydı. Batı, bu fikirleri bütün dünyaya yaymaya çalışırken kendisinin fiilen ülkeleri işgal etmesi mümkün değildi. Batı bu ülkelerden çekilirken o ülkeleri kendi haline mi bıraktı? Hayır, işgal süresince batı düşüncesine, batı hayat tarzına sahip yeni nesiller yetiştirildi. Dolayısıyla Batı, bu ülkelerden çekilirken yönetimlerini kendi düşüncesine sahip nesillere bıraktı, kendisiyle organik ilişkilere sahip ordulara bıraktı. Bu süreçte halkın büyük bir kısmı kendi içlerinden çıkmış batı zihniyetine sahip bu yönetimlere karşı tepki duydular.” şeklinde konuştu.

Konferansın sonunda İl Müftüsü Hüseyin DEMİRTAŞ katılımlarından dolayı Prof. Dr. Ahmet ÖZEL’e teşekkür ederek plaket takdiminde bulundu.

 

İslam Terör Konferans KLÜ

Facebook Twitter Google Plus
Küresel Sistemin Bir Oyunu Olarak İslam ve Terör
Telefon Tablet Bilgisayar Bu website tüm cihazlarla uyumludur.