Basın Yayın ve Halkla İlişkiler
T.C. KIRKLARELİ ÜNİVERSİTESİ
Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Birimi
11/05/2016 17:37:09 - 11/05/2016 17:37:09 - 14920 Okunma

Üniversitemiz Sağlık Yüksekokulu tarafından Hemşirelik Haftası nedeniyle tertip edilen “Türkiye’de Hemşireliğin Tarihçesi ve Sağlıkta Hukuk” başlıklı panel düzenlendi.

Rektörlük Kültür Merkezinde gerçekleştirilen panele; Rektörümüz Prof. Dr. Mustafa Aykaç, Sağlık Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Serpil Aközcan, akademik ve idari personelin yanı sıra çok sayıda öğrenci katıldı. Sağlık Yüksekokulu Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Gedikli, İzmir Barosundan Avukat Tankut Taner ise konuşmacı olarak yer aldı.

 

Panelin açılış konuşmasını yapan Rektörümüz Prof. Dr. Mustafa Aykaç, Hemşirelik Haftası vesilesiyle bütün hemşirelerimizin ve hemşireliğe aday olan öğrencilerimizin Hemşirelik Haftasını kutladığını söyledi.   

Rektörümüz Prof. Dr. Aykaç; “Ebelik ve hemşirelik kutsal bir meslektir. Bu meslekler, her meslekteki gibi fedakârlık gerektirmektedir. Eğitimciler olarak bu mesleklerin ilerlemesine ve iyileşmesine katkıda bulunmaya çalışıyoruz. Hemşirelerde insanlara her açıdan katkıda bulunmaya çalışmaktadır. Toplumu huzur içinde tutup insanların sağlıklı biçimde yaşamasını sağlıyorlar. Ülke olarak son yıllarda sağlık alanında çok büyük gelişmeler kaydettik. Son 10 yıllık dönemde gerçekleştiren faaliyetler sağlık alanını daha iyi yerlere getirdi. Bundan ülke olarak gurur duyuyoruz. Sağlık, mutluluk ve hoşgörü içinde olmamızı temenni ediyorum” ifadelerini kullandı.

Kanuni Sultan Süleyman’ın ‘’Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi’’ sözüyle konuşmasına başlayan Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gedikli, hemşireliğin tarihiyle ilgili bilgiler verdi.

Prof. Dr. Gedikli; “Eski medeniyetler şaman kliniklerinde ruhsal hastalık tedavileri yapmaktaydı. Ateş yakıp etrafında dönüyorlardı. Böylece bizdeki kötü ruhlardan arınarak sağlıklı olduklarını düşünüyorlardı. Manastırlarda rahibeler ve rahipler tarafından sağlık hizmetleri veriliyordu. Sağlık Osmanlı’da ise vakıflar tarafından veriliyordu. İlk hastaneler yoksullara ve yolculara hizmet vermekteydi. Fransız ihtilali ile bu hastaneler kamuya devredildi. Selçuklularda medreselerde hizmet verildi. Osmanlıda hizmetler genellikle ücretsiz yapılmaktaydı. Peygamberimiz döneminde yaralılarla ilgilenmeye hanımlar görevliydi. İlk hemşire figürleri Selçuklularda ortaya çıktı. Osmanlıda ise ilk hemşirelik kursları 1911 yılında açılmıştır. Bu hemşirelerin büyük bir çoğunluğu şehit düşmüştür. İlk Türk hemşiresi Safiye Hüseyin’dir. Tüm cephelerde kadınlar ve erkekler bulunmuşlardır. Safiye Hüseyin sadece Türklere değil yabancılara da yardım etmiştir. Kurtuluş savaşından sonra kendini hemşireliğe adamıştır” şeklinde konuştu.

İzmir Barosundan Avukat Tankut Taner ise; “Hemşirelik mesleğinde uygulama hatalarını 5’e ayırabiliriz. Bunlar; teşhis hatası, tedavi hatası, tedavi sonrası yükümlülük ve gözetim hatası, organizasyon hatası ve üstlenme hatasıdır. Tedavi hatası olarak söz konusu en genel ve en temel yapılan hata olarak tıbbi müdahalenin gerekli olmasına rağmen yapılmaması veya geç yapılmasıdır. Seçilen tedavi yöntemi gibi, yöntemin uygulanışı da hatalı olabilir. Tedavi doğru yerde, doğru kişi tarafından ve doğru zamanda yapılmalıdır. Genel prensip olarak hasta için en az tehlikeli ve en az acı verecek yöntem seçilmesi gerekmektedir. Gerekli testlerin yapılmaması da tedavi hatası olarak kabul edilmektedir. Hastaya müdahale edilirken iyi bütün tedbirlerin alınması da hukuki olarak kolaylık sağlayacaktır” dedi.

Panel, soru cevap kısmının ardından Sağlık Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Serpil Aközcan’ın katılımcılara teşekkür belgesi vermesiyle sona erdi.

 

Hemşirelik Haftası

Facebook Twitter Google Plus
Telefon Tablet Bilgisayar Bu website tüm cihazlarla uyumludur.